Damar tümörleri, yumuşak dokular üzerinde gelişen, iyi huylu veya kötü huylu olabilen tümör çeşitleridir. Bu tümörler, yapılarına, oluştukları damarın türüne ve kan damarları üzerinde sabit bir noktada bulunup bulunmadıklarına göre farklı türlerde olabilirler. En sık rastlanan türü, kan damarları üzerinde oluşan "hemangioma" adlı damar tümörüdür. Hemangiomalar, tanı filmleri üzerinde kırmızı bir nokta ya da kırmızı bir leke olarak görülebilir. Damar tümörleri, kan damarları aracılığıyla karaciğer veya akciğer gibi bölgelere de yerleşebilirler. Klinik açıdan değerlendirildiğinde damar tümörleri, büyüme özelliklerine göre doğumsal ve neoplastik olarak adlandırılan doğum sonrası evre olarak ikiye ayrılır. Çocuklarda en sık görüldüğü yaş 5-6 civarıdır.

Damar tümörleri farklı karakterlerde olabilirler ve bulundukları damarın özelliğine, tümörün iyi veya kötü huylu olmasına göre farklı belirtilere yol açabilirler. Bazı durumlarda hiçbir belirti göstermeyebilirler, bazı durumlarda ise kanı süzen iç organlara yerleşerek kendini gösterebilirler. Yerleşim yerine göre kanamalara yol açabilirler. Damar tıkanmaları, ana damar üzerinde kendini belli eden şişlik, el ve kollarda fonksiyon ve işlev kaybı gibi ileri derece belirtiler geç dönemde ortaya çıkar. "Kapil" adı verilen ve doğumdan sonraki ilk 1 hafta içinde ortaya çıkan damar tümörleri, yüz ve boyun bölgesinde deri kabarcıkları olarak görülür. Tümörlerin büyümesi yaklaşık 2 yaşına kadar devam eder. 5 yaş ve üstünde ise tümörler küçülmeye başlar ve zamanla yok olur. Yine doğumdan sonraki ilk 2 hafta içinde ortaya çıkan "kavernöz" adlı tümörler, bebeğin kol ve bacaklarında şişlikler olarak görülür. Kavernöz tipi damar tümörleri asla tamamen kaybolmaz.

Damar tümörü tedavisi, tümörün türüne, bulunduğu bölgeye ve büyüklüğüne göre farklı şekillerde olabilir. En yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemleri şunlardır:

Damar tümörü tedavisi süreci boyunca kişi, hemogram, CT-Scan ve USG testleri ile düzenli kontrol altında tutulur.

Damar tümörlerinin oluşumu ve gelişimi üzerinde genetik faktörlerin yanı sıra çevresel etkenler de rol oynamaktadır. Bu tümörlerin erken teşhisi ve tedavisi, hastalık seyrini olumlu yönde etkileyebilir. Bu nedenle, belirtiler fark edildiğinde bir uzmana danışılması önemlidir. Ayrıca, damar tümörleri hakkında yapılan araştırmalar, tedavi yöntemlerinin ve sonuçlarının sürekli olarak iyileştirilmesine yönelik önemli bilgiler sunmaktadır.