Glomus tümörü, baş ve boyun bölgesinde yer alan büyük damarlarda bulunan ve kandaki oksijen, karbondioksit seviyeleri ile kan asitlik ölçülerini hesaplayarak beyne ileten küçük organlardan kaynaklanır. Bu tümörler genellikle iyi huyludur ve metastaz yapmadıkları için "Glomus tümörü" olarak adlandırılırlar. Glomus tümörleri, diğer tümörlere oranla çok yavaş büyüme gösterir ve nadir görülen bir hastalık türüdür. Özellikle baş ve boyun bölgesinde ortaya çıkan en nadir tümör hastalıklarından biridir. Genellikle iyi huylu ve yavaş büyüyen glomus tümörü, bazen kötü huylu olabilir ve başka bölgelerdeki organlara metastaz yapabilir. Glomus tümörü boyun bölgesinden beyine ya da yüz bölgesine kan taşıyan şah damarına sıçrayabilir. Hatta doğrudan beyni etkileyebilir ve buradan ses tellerine, bağırsaklara ve mide sistemine kadar ilerleyebilir. Glomus tümörü aynı zamanda kulak kemiği içinde ya da orta kulak duvarında da görülebilir.

Glomus tümörünün belirtileri, çoğunlukla 40 yaş ve üzerindeki bireylerde ortaya çıkar ve belirtiler tümörün yerleşim yerine göre değişir. Vagus sinirinde veya şah damarında meydana gelen glomus tümörleri genellikle boyun bölgesinin çevresinde, alt çene yapısının köşesinde veya altında yavaş büyüyen, ağrısız, sert bir şişlik olarak kendini gösterir. Şah damarında oluşan glomus tümörleri ise daha yukarıda yerleşim gösterir. Glomus tümörü genellikle herhangi bir şikayete neden olmadığından, doktor muayenesi sırasında başka bir rahatsızlık için yapılan tomografi, MR ve ultrason görüntülemelerinde tesadüfen tespit edilir. Çoğunlukla kulak bölgesine yerleşmiş olan glomus tümörleri boyun bölgesinde şişliğe neden olmaz, ancak işitme kaybı ve kulak çınlaması gibi belirtiler gösterebilir.

Bazı durumlarda boyun bölgesinde belirti vermeyen bir şişlik nedeniyle doktora başvuran kişilerde yapılan muayene sonrasında glomus tümöründen şüphelenilebilir. Hasta öncelikle ultrasona, ardından MR görüntülemesine tabi tutulur ve bu sayede glomus tümörünün tanısı daha kolay yapılabilir. MR çekme olanağı yoksa bilgisayarlı tomografi ile de bu hastalığın tanısı yapılabilir. Özellikle damarların rahat bir şekilde görülebileceği boyun filmi, glomus tümörünün tanısı için bazen başvurulan yöntemlerden biridir.

Glomus tümörünün tedavisi, tümörün boyutuna, yerleşim yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişir. Cerrahi müdahale, radyoterapi ve embolizasyon gibi yöntemler kullanılabilir. Cerrahi müdahale, tümörün tamamen çıkarılmasını hedeflerken, radyoterapi tümör hücrelerinin büyümesini durdurmayı amaçlar. Embolizasyon ise tümörü besleyen damarların tıkanması yoluyla tümörün küçülmesini sağlar.

Glomus tümörü, nadir görülen ancak ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir tümördür. Erken teşhis ve uygun tedavi yöntemleri ile hastalığın kontrol altına alınması mümkündür. Bu nedenle, boyun ve baş bölgesinde herhangi bir anormal şişlik ya da belirti fark edildiğinde doktora başvurulması önemlidir.